Hollywood’un dünya sinemasındaki egemenliği aşikâr. Ancak bir zamanlar Avrupa, sinema dünyasının merkeziydi ve Almanya bu alanda liderdi.
Peki nasıl oldu da Avrupa, sinema alanındaki bu üstünlüğünü kaybetti?
Amerikalı film yapımcıları, Kaliforniya’nın güneşli havası ve çeşitli manzaralarından faydalanarak Hollywood’u film yapımının merkezi hâline getirdiler.
Thomas Edison’ın patentleri ve tekelci uygulamaları, birçok bağımsız yapımcıyı Kaliforniya’ya göç etmeye zorladı.
Hollywood 1915 yılına gelindiğinde, ABD film yapım şirketlerinin %60’ından fazlasına ev sahipliği yapıyordu.
1914 yılında Saraybosna’da gerçekleşen suikast ve ardından patlak veren I. Dünya Savaşı, Avrupa sinema endüstrisini derinden etkiledi.
Savaş sırasında Avrupa’daki film yapımı millileştirildi ve sinema, savaş propagandası aracı olarak kullanıldı. Ancak savaş sonrası Hollywood’un dünya sinema pazarındaki payı, hızla arttı.
1920’lerde Almanya, Weimar Cumhuriyeti döneminde sinemada altın çağını yaşadı. Ancak Amerikan filmlerinin ülkeye girişiyle Alman sinema endüstrisi, zor bir döneme girdi.
UFA, finansal sıkıntılar yaşadı ve sonunda Paramount ve MGM tarafından kurtarıldı. Bu durum, Amerikan filmlerinin Alman pazarına hâkim olmasına yol açtı.
II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa sineması yeniden canlanmaya çalıştı.
İtalya, Cinecitta ile büyük başarılar elde etti. Fransa, sinema sektörünü sübvanse ederek uluslararası başarılar kazandı. Ancak Avrupa sineması hiçbir zaman Hollywood gibi birleşik bir güç oluşturamadı.
Bugün bile Hollywood’un dünya sinemasındaki egemenliği, devam etmekte.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: